21 Mart 2008 Cuma

Tuvalet Terbiyesi

Geçen gün Balçova Kipa'da tuvaletteydim söylemesi ayıp. Aslında uzun süredir göz önünde olan bir reklam gözüme çarptı. Eee 'Pazarlama Perspektifi'nden bakmaya alıştık ya artık çevremize :), insan doğal olarak daha bir duyarlı oluyor her gördüğüne. Bayanlar tuvaletinde durum ne halde bir bilgim yok haliyle ama erkekler tuvaleti gayet etkili donatılmış bu reklam afişiyle. Tasarım gayet basit; bir başlık "Tuvalet Terbiyesi", şeker bir miniğin fotoğrafı ana tema, ve altında öldürücü darbe olarak da bir açıklama "Tuvalet kullanmanın vakti geldi! Hem doğal ihtiyaçlarınız için... Hem de reklam için... Çünkü bu hijyenik alan reklamlarınız için kiralık...".

Pazarlamanın temel unsurlarından biri olarak, "doğru hedef kitlesine en etkili yoldan ulaşma" açısından başladım düşünmeye bu cin fikirli afiş karşısında. Öncelikle, bunun görsel bir reklam aracı olmasıyla birlikte bir statikliği ortada, yani bir televizyon ya da internet reklamları kadar interaktif değil. Vermek istediğiniz mesaj kısa, net ve etkili olmadıktan sonra diğer araçlara göre her zaman bir dezavantaj söz konusu. Lakin, burdaki esas noktaya gelecek olursak şu insanoğlunun algısının çeşitliliği. Çeşitlilik derken, bu olgunun kişiden kişiye farklılık göstermesi ve insanın gördüğü ya da duyduğu bir olayı aynı hızda, aynı etkide ve aynı açıdan algılamadığıdır. ( Çarşamba günkü 'Perception' konusu da pek bi etkilemiş beni canım :) ) İşte bu noktada da televizyon ve internet ya da farklı bir interaktif aracın dezavantajı çıkıyor ortaya. İnsanların televizyon reklamlarındaki "zapping" hastalığı, çoğu zaman televizyonu kafasında dolaşan bin bir sorunla birlikte izlemesi, internette aniden önünüze zıpalayan raklam cookie'lere olan nefret ve birşeylere çabuk ulaşma çabası bu araçlardaki reklamların algılanma oranını düşüren sebeplerden sadece bir kaçı.

Konumuz olan "Tuvalet Terbiyesi"nin uygulama alanı ise, öyle güzel konumlandırılmış ki, insandaki algı dağınıklığından etkilenmesine hemen hemen hiç imkan yok. Çünkü farklı bir olaydır tuvalet psikolojisi. Özellikle baylar beni daha iyi anlayacaktır bu konuda, pisuvar modeli tuvaletlerde baş hizanıza konan o afişi okumama gibi bir şansınız yok, öyle ki normal tuvaletlerde de bu durum söz konusu, insan bir şeyler arıyor illa ki vakit geçirmek için doğal ihtiyacını karşılarken. Böyle bir reklamın etkisini uzun uzun anlattıktan sonra (çok uzun oldu be!), neden böyle alışveriş veriş merkezlerinde hala o alanların o şirin miniğin resmiyle reklam beklediğini anlamış değilim. Arkadaşım, sayın pazarlama dehaları... Soruyorum şimdi size! Bugüne bugün (Balçova olarak konuşuyorum sadece) Agora ve özellikle Kipa her gün her kesimden insanla dolup taşan yerlerken, ve bu insanlar her gittiğinde o tuvaletleri en az bir kere ziyaret ediyorsa, ne diye hala kullanmıyorsunuz o hijyenik alanları? Biri bana bunun cevabını versin ki, ben de bitireyim artık şu yazımı dostlar :)

5 yorum:

Adsız dedi ki...

Tuvaletler sonuç olarak hepimizin yalnız ve sessiz kaldığı yerler.Sessizliğin olduğu yerlerdeyse insanlar dikkatlerini belli bir şeye daha çabuk odaklayabiliyorlar.Günlük hayatımızda sokakta veya televiyonda görmezden gelebileceğimiz yazılar,reklamlar tuvaletlerde dikkatimizi çekiyor.Bu yüzden tuvletlerin pazarlamacılığa etkisi su götürmez bir gerçek.

Melike Demirbağ Kaplan dedi ki...

Galiba bunun nedeni reklamverenlerimizin tuvaletleri hala "low-class" reklam alanları olarak görmeleri. Hani reklam dediğin en büyük televizyonların en prime-timeında yapılır ya, yediremiyorlar herhalde kendilerine. Bir nevi "ben reklamını tuvalette yayınlatmış dedirtmem" tribi.

Mehmet Caner Dink dedi ki...

Klasik Türk delikanlısı tribi mi desek? Tamam vardır bir negatif etkisi elbet ama nedir kardeşim bu kadarı? Artık adamın adını bile ezberledim o reklamı orda okumaktan. Yakında telefonu falan da ezbelerim, o zaman açarım bir telefon olgun vardarlı'ya :) "nedir hocam bu sıkıntının sebebi talep hakkaten yok mu yoksa başka anlaşmazlıklarınız mı oluyor?" diye. Ah olucaktım bu yaşımda bir şirketin pazarlama departmanı da, neyse :)

Melike Demirbağ Kaplan dedi ki...

E iki sene kaldı şunun şurasında, sonra P&G'de falan ürün müdürü olarak görürüz sizleri.

Gerçi sen Boğaziçi'ne gidersen bilemiyorum tabii iki senede biter mi artık ;)

Adsız dedi ki...

Ben bir kere şans eseri gördüm orada bir kaç reklam tabiki doğal olarak erkeklere yönelikti Traşla ilgili bişeydi ama asıl ilgimi çeken reklamda aynen şöyle yazıyordu."Hangisi daha zor?Baba kız arkadaşım hamile? , OK alabilirmiyim? " :) kullanan kullanıyo :)