19 Mart 2008 Çarşamba

IKEA





2005'te Ümraniye'de IKEA'nın ilk mağzası açıldığında çoğu insanın IKEA hakkında pek bir bilgisi yoktu. Ama takvimlerimizin 2008'i gösterdiği şu sıralarda, özellikle İzmir ve İstanbul'da adını duymayan yok gibi. Bu 3 senelik periyotta IKEA yıllık cirosunu 300 milyon YTL civarlarına kadar çıkarma başarısını göstermiş. Türkiye'de de mobilya sektörünün yaklaşık 6milyar YTL'lik bir pazara sahip olduğunu ve bu pazarın sadece yarısının fabrikasyon ürünler olduğunu düşünürsek, ciddi bir pazar payına sahip olduğunu anlamış oluruz. Peki bu başarının sırrı nedir? Türkiye'de birçok önemli mobilya ve ev ürünleriyle ilgili marka dururken niye birçoğumuz IKEA'yı tercih etti?


İlk olarak insanları cezbeden unsur tabii ki çeşitlilik. Kanepeden banyoya, mutfaktan aydınlatmaya, halılardan yastık yorgana uzanan geniş bir ürün yelpazesine sahip bir mağzaya giren müşteriler, bu kadar çeşitliliği birarada bulmanın verdiği hazla olacak ki, bedava bulmuş gibi saldırıyorlar ürünlere, büyük küçük ayırt etmeden. Başka bir cezbedici unsur ise bedavaya dağıtılan kataloglar. Güzel tasarlanmış ve bir dergi kalınlığında olan bu kataloglar, katalogdan daha çok bir dergiye benziyor zaten ve içinde IKEA mağazasında görebileceğiniz çoğu ürünün detaylı bilgisiyle birlikte fiyatını bizlere sunuyor. Bu derginin en önemli özelliğiyse kıytırık 3 sayfalık bir katalog gibi kıyılıp çöpe atılamaması. Böylece bu çalışma da gerçek anlamda amacına ulaşmış oluyor. Ayrıca dergiden begendiğiniz bir ürünü koduyla sipariş de edebiliyorsunuz ki bu da güzel bir ayrıntı.


Tabii bu tarz güzellikler beraberlerinde çok yüklü bir mali külfet de getiriyorlar (stok maliyeti, dergiler vs.). Peki IKEA bu mali külfetin altından nasıl kalkıyor? Geçen dönem Melike hocamızın da anlattığı gibi IKEA'nın herhangi bir fabrikası yok.Fason üretim yapıyorlar ve dünyadaki önemli üreticiler hakkında derin bilgiye sahip olan bir ekipleri var. Şu an 44 ülkede mağzası bulunan, tarihi 1940lara dayanan bir firmanın ne kadar güçlü olduğuna dair bir fikir yürütülebilir zaten ama daha canlı bir örnek vermek gerekirse geçen sene YATAŞ'a yaptıkları teklif örnek verilebilir. YATAŞ'a yapılan bu teklifte "1milyon" adet yatak üretmesi teklif edilmektedir ama IKEA yetkilileri perakende satış değeri 100-150 YTL olan bu yatağı 30 YTL'ye yaptırmak isteyince YATAŞ bu teklifi reddeder. Ama IKEA yine bir yolunu bulup İstikbal'e "1milyon" yatağı büyük ihtimalle aynı fiyata yaptırırlar. İşin püf noktasına gelirsek, IKEA'nın bu kadar uğraşıp didinip ucuza mal ettiği ürünleri hiç de ucuz olmayan fiyatlara satmasıdır.

3 yorum:

Melike Demirbağ Kaplan dedi ki...

Bu çok güzel bir örnek IKEA'nın gücünü ve dahi bu gücün nereden geldiğini göstermek için. Yatağı İstikbal'e ne kadara yaptırdıklarını netten bir yerden bulabilir miyiz acaba?

Mehmet Caner Dink dedi ki...

Arif Amca bulur onu araştırsa hocam(father of Oğuz) :) ben burda bir nevi Wal-Mart karakteri gördüm sanki. Param var gücüm var yapacaksın kardeşim hesabı...

Oğuzhan Selçuk dedi ki...

İstikbal'e verilen fiyatı bulamadım ama 30YTL'den düşük olmadığı kesin. Burda biraz da Yataş'ın üretim kapasitesi veya ürettirme kapasitesiyle alakalı bi yetersizlik olabilir. 1 milyon yatak çok uçuk bir adet, kabul etmeme değil, kabul edememiş de olabilirler. Firmanın içişleri hakkında bilgi almak zor bu tarz konularda.